Şiddetle puana ihtiyacı olan düşme hattındaki takım

    Bu yazı saçmasapan gerçekleri iletir. Ve şiddetli hasara yol açabileceği gibi, şiddetli baş ağrısı, şiddetli karın ağrısı ve şiddetli baş dönmesi de yapabilir. Belki de hiç bir şey yapmaz.
    Karın bölgesinde oluşan yağlarını aldırmak için doktora giden adamlar biliyoruz evet aramızdalar onlar. Ve küfür edip, aşağılanmayı bekliyorlar. Onları geçelim. Parasını bankamatikten çekemeyip vezneden çekmeye çalışan yaşlı teyzeler biliyorum ve cahil diye alay edildiklerini de duydum. Ne gariptir ki, insandan her şeyi bilmesi beklenir. Tabi bu bekleyenin yetersizliği, karşısındaki insanı kendisinden daha iyi ve daha güçlü görmek istemesinden midir nedir Allah aşkına? Aslında cahile cahil demek de hiçbir sakınca görmem. Cahilse, o cahildir. Su götürmez bir gerçeği neden ondan saklayayım ki? Fakat gelin görün ki, benim küçük aptal insanlarım (ki burda kastettiklerimin kesinlikle siz, okuyucularım değilsiniz), cahil olduğu gerçeğini tek bir şey ile açıklayabilirsiniz; evet duyar gibiyim; kanıt... Peşin hükmün altındaki kanıtı göremedim benim küçük, güzel ve aptal insanım. Karşına çıkıp, yüzüne gerçekleri haykırmak isterdi şu deli olmayan gönlüm (haykırsam deli gönlüm diyecektim) ama ne çare ki, o zaman aptal olarak nitelenen kişi ben olurdum ve bir de yetmiyormuş gibi kaba bir ırz düşmanı da oluverirdim. Lan bu kadar mı önemsiyorum kişiliğimi, saygınlığımı? Kibarlık budalalığı değildir de nedir? Kibarlık, 'siz' şeklinde hitap etmediğim için beni sözlükten atan insanın yaptığı mıdır? Hiç tanımadığı, görmediği bir insandan, bana lütfen 'siz' diye hitap edin, gibi garip bir isteği olabilen insan mıdır, kibar?. Bilmiyorum, insanlar hakikaten aptal. Üstelik kendiyle de çelişiyor aptal, büyük bir kabalık yapıp beni sözlükten kovabiliyor. Kabalığın daniskası, pek alası. Neyse o soysuz köpekten daha fazla söz etmek istemiyorum. Kan beynime sıçrıyor, damarlarım maviye dönüyor, kalbim kan sıçıyor. Uff amma saçmalıyorum, saçmalarken yanımda mutluluğu da götürüyorum. Sana acı, keder yanına bir de bir şey bırakıyordum ama şimdi unuttumm. Merak edenler, Doğuş'un gamsız şarkısını dinleyebilir, unuttuğum bölümü bana hatırlatabilirler.

   Neyse her çirkin şeyin de sonu vardır diyorum ve bitiriyorum. Bu son paragrafı da sırf, giriş-gelişme-sonuç üçlüsü tamamlansın diye yazıyorum. Başka bir amacı yok. Haydi yittim ben.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Acıma duygusu

Bazen Saçmalarım

Hasta Adamın Güncesi