Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Senle Beraber Olsam da Sevgilim...

Hiç görmesek birbirimizi ve özlesek. Ömür boyu bağlansak da yalnızlık ömür boyu... Bu şarkıyı araştırırken, paylaşan bir arkadaşın sözünü gördüm; yaş 9, sokakta oynayan 3 çocuk... evlerden birinden gelen bir şarkı. kaldırıma oturup dinlemiştik, o 3 çocuk şimdi apayrı yerlere dağıldı. ama bu şarkı hep bana o andaki gibi mutlu hissettiriyor kendimi. teşekkürler mfö! Gerçekten teşekkürler. Bu sözdeki güzelliği ve acıyı hissettim. Aynı anda mutluluğu. Birçok duyguyu hissettirdi bana. İşte dedim, sanat bu sözler arasında gizli. Herkesin hayatta doğruları vardır. "Benim doğrum yok" diyen birinin doğrusu bile doğrusuzluktur. Ve doğrular düzdür, kenarında köşesinde hiç bir yerinde bir kıvrım, bir düzensizlik yoktur. Ve uzar giderler sonsuzluğa. Bazı noktalarda dururlar, ama devam ederler sonra. Bazı arkadaşlarıyla da kesişirler. Ama devam ederler. İki farklı doğrunun kesişmelerinden başka buluştukları bir an daha yoktur. Kendi yollarına devam ederler. Her doğrunun birbiriyle

Bir Fotoğrafın Ardına Bakmak

Gülümseyen iki yabancı bir insan. Birbirlerini çok iyi tanımakta fakat tanımazlıktan gelmektedirler. Ve birisi bir nükte ettiğinde diğeri bıyık altından sinsice güler. Oyun budur. Diğerlerinden zekiyiz oyunu. Zamanın hızlı bir aktığı bir anda, yani einsein’in dediği gibi zamanın eğlenceli geçtiğinde çabuk aktığını sandığınız bir anda, fotoğraf delisi bir arkadaş diye adlandırdığınız zevat, kendinden beklenen davranışı sergiler ve deli gibi fotoğraf çekmeye başlar. Saçını başını, götünü aşını ve yemek yediği tahta masayı birbirine bağlayan tahta parçalarını bile ilginç bulup çekecektir bu zat. Ve en sonunda benim şu an gördüğüm ama sizin sadece hayal ettiğiniz iki kişinin fotoğraflarını çekecektir. Birden yan yana durdular ve fotoğraf delisi olarak adlandırdığımız arkadaş fotoğraflarını çekiverdi. Ve olan oldu. Sadece bir fotoğraf çekilmiştir. Fakat ardındaki sırrı sadece onlar biliyordur. Veyahut onlar öyle sanıyorlar, birde fotoğrafların ardına bakabilen bir ben… Kendimi övmek iç

Bir eksik var Bir eksik vardı Bir eksik

Bir düzine eksik çıkar hayatımdan. Kendi kendilerine kapanır. Kendi hallerine bıraktığımdan. İşlerin kendi kendine yürümesi, insanlığı tembelliğe alıştırır. Ve tembellik, sizi uyuşuk bir insan haline getirir. Ve öğrenemediğiniz bir çok şey olarak geri döner. Eksikleri nasıl dolduracağımı bilmediğinden ve o işin kendi kendine işlemesinden, süreci kaçırırım. Otomatik vites kullanan araba şoförleri gibi, araba kullanıyor sayılmam. Ama arabayla biryerden biryere gidebilirim. El atma vakti, sorunlarına veya varilindeki delikleri tıkamaya. Su damlarsa musluktan, halletmeli. Nasıl olacağını öğrenmeli. Ve yapmalı. Yapmalıyız. Yapmamız gerekenleri. Bu aralar düşündüğüm bir konu, kim olduğumu tam olarak bilmediğim. Tam olarak neyim ve kimim? Benden istenen ne, benden öncekilerin benden umdukları neydi? Ne kadar önemliydi benim hayatta olmam. Savaşmışlar mıydı, benim doğmam için. Acılarını unutturmam için savaşmışlar mıydı, kan dökmüşler miydi. Bir gün, gerçekte kim olduğumu öğreneceğim. O gü