Senle Beraber Olsam da Sevgilim...

Hiç görmesek birbirimizi ve özlesek. Ömür boyu bağlansak da yalnızlık ömür boyu...

Bu şarkıyı araştırırken, paylaşan bir arkadaşın sözünü gördüm;
yaş 9, sokakta oynayan 3 çocuk... evlerden birinden gelen bir şarkı. kaldırıma oturup dinlemiştik, o 3 çocuk şimdi apayrı yerlere dağıldı. ama bu şarkı hep bana o andaki gibi mutlu hissettiriyor kendimi. teşekkürler mfö!

Gerçekten teşekkürler. Bu sözdeki güzelliği ve acıyı hissettim. Aynı anda mutluluğu. Birçok duyguyu hissettirdi bana. İşte dedim, sanat bu sözler arasında gizli.

Herkesin hayatta doğruları vardır. "Benim doğrum yok" diyen birinin doğrusu bile doğrusuzluktur. Ve doğrular düzdür, kenarında köşesinde hiç bir yerinde bir kıvrım, bir düzensizlik yoktur. Ve uzar giderler sonsuzluğa. Bazı noktalarda dururlar, ama devam ederler sonra. Bazı arkadaşlarıyla da kesişirler. Ama devam ederler. İki farklı doğrunun kesişmelerinden başka buluştukları bir an daha yoktur. Kendi yollarına devam ederler. Her doğrunun birbiriyle buluşabilme olasılığı vardır. Kimi zaman yıkıcı, bazı zamanlar hüzünlü, bazen de öldürücü. Bir trafik kazası, bir ayrılık, bir atom bombası. Sevgilinizden ayrıldığınızda, Einstein'in fotoğrafı olan bir atom bombası size çarpan arabanın üzerine düşebilir. İşte doğruların kesişmesi. Ve devam etmesi.

Birgün uzaklarda yaşayan bir insan varmış. O kadar uzak ki, sen dünyanın neresindeysen o tam aksindeymiş. Aşık olmaya çok istekli olan bu genç adam, aşık olabileceği kızları gözüyle belirler, yanlarına gider, aşık olur ve gelirmiş. Bir süre geçtiğinde, hislerinin de geçtiğini görünce aşkın bu olmadığına karar vermiş. Bazı dostları bu aşk'tır demiş, bazıları ise değil. En iyisi bulmak demiş aşkı. Getirmek, konuşturmak. Yola çıkmış, yanına bir avuç kuru üzüm, bir kaç tane kara erik, yarım ekmek ve su almış. Çıkmış yola ama ne yapmalı? Nerden başlamalı? En iyisi demiş, ben değil şehir karar versin nereye gideceğimi. Önüme hangi taşıt gelirse ona bineceğim. Ve şehir beni aşka götürecek. Yürümeye başlamış, gayesi onu mutlu etmiş. Varlığına o kadar inanıyormuş ki, bulacağından bir an bile şüphe etmemiş. Önce yaşlı otobüs şoförü onu buyur etmiş, sonra taksi şoförü onu caddeye kadar atıvermiş. Fırının hemen yanında duran genç adam, nefis kokan ekmeklerin kokusuyla büyülenmiş. Buyur demiş yaşlı fırıncı, iş için geldin sanıyorum. Yeteri kadar parası kalmayan bu genç adam bir işe ihtiyacı olduğunu farketmiş. Ve cevap vermiş; ' Evet, iş için buradayım.' ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Acıma duygusu

Bazen Saçmalarım

Hasta Adamın Güncesi