Savaşma seviş derken ciddi miydin?

İlkokul sıralarımdı. Sırıl sıklam aşık genç bir çocuğun bünyesine sahip bir çocuktum. Sex denildiğinde boşalacak kadar ürkektim. Yüzümdeki aç görüntüyü sivilcelerimle saklardım...
Ta ki;
ta ki o an, güneşin kapalı bir havada ortaya çıkıp çevreyi aydınlatan müjdeli bir bahar getirmesi gibi esti parıltısı bedenimde. Ve korktum, ama çocuktum. Ne kadar korkabilirdim ki? Ama o an çok korktum, olabildiğince...
Puslu puslu hatırladığım kadarıyla, ergen sınıfımızın genç kızlarının dillerine yeni bir cümle pelesenk( ..?) olmuştu. Savaşma seviş !
Sınıfımızın en güzel kızı, biz arkadaşlarla uzun eşek oynarken yüzüme, doğrudan doğruya söylemişti o cümleyi... Ve o anın, hayatımın en unutulmaz anlarından biri olduğunu bilmiyordum.
İşte ilk boşalışımın hikayesi...

Tuvalete gitmemiş olmam ve ellerimi genelde kuruladığım pantolonumun üzerindeki nemliliği açıklayamıyordu. Bunu üreten neydi? Hangi doğal kaynak pantolonumu bu denli sulamayı başarmıştı?

Not: "Çok sevimsiz" veya "ayyy çok tatlı" denilebilecek bir anı. Bense bu anıya sadece anı diyorum. Çünkü çocukların hepsi, Ahahaha altını ıslatmış gibi espriler yaptı ve sonunda dayanamayıp okulu terk-i diyar eyledim. Başka bir okula nakil oldum. Ve bundan sonra siyah kadife pantolon giymeye başladım. Aslında bu hikaye de;
"Neden sürekli siyah kadife pantolon giyiyorum" un hikayesi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Acıma duygusu

Bazen Saçmalarım

Hasta Adamın Güncesi